Mostar
Merhaba arkadaşlar,
Saraybosna'dan Mostar'a otobüsle yaklaşık iki saat sürüyor. 12.15'de otobüse bindik, saat 14.30 gibi Mostar'a inmiştik. Otobüs terminalinden çıkınca Mostar köprüsüne gitmek için biraz yürümeniz gerekiyor. Başladık sokaklarda yürümeye.. Şehirde sizi Nevetra Nehri karşılıyor. Küçük bir köprü görüp biraz nehri izliyoruz ve yürümeye devam ediyoruz.
 |
| Nevetra Nehri |
Eski zamanlarda, Mostarlı gençler sevdikleri kızla evlenmek için buradan atlayıp cesaretlerini göstermek zorundalarmış :) Köprü, nehirden 24 m yükseklikte, 30 m uzunluğunda ve 4 m genişliğinde. Mostar köprüsüne ilk saldırıyı 1992 yılında Bosnalı Sırplar düzenlemiş, 1993 yılında ise Hırvatlar köprüye saldırınca 1993 Kasım ayı sonlarına doğru köprü tamamen yıkılmış. Mostar köprüsünün yeniden inşaası ise UNESCO ve Dünya Bankası'nın desteğiyle 1997 yılında başladı. Daha sonra inşaatı tamamlanan Mostar Köprüsü İngiliz Prensi Charles tarafından 23 Temmuz 2004 yılında tekrar açıldı.
 |
| Mostar Köprüsü |
Yukarıda paylaştığım fotoğrafta dağın üst tarafında çok net çıkmasa da dev bir haç var. O haç, Hırvatlar tarafından Boşnaklara psikolojik baskı uygulamak için oraya dikilmiş.
Köprünün iki yanında gezebileceğiniz dükkanlar, kahve içebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz yerler var. Burada kırmızı et çok ucuz.
Yemeğimizi yedikten sonra gezmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Köprünün ayağında Tara Kulesi ve Eski Köprü müzesi var. Müze kapalı olduğu için maalesef gezemedik. Eğer gelirseniz burayı gezebilirsiniz. Mostar ara sokaklarda gezimize devam ederken, Karagöz Mehmet Paşa Cami çıkıyor karşımıza.
 |
| Karagöz Mehmet Paşa Cami |
Saat 18.00 'de dönüş için tren bileti almıştık. Mostar'a gelişimizi otobüsle yapmıştık. Dönüşümüzde de tren yolculuğunu tercih ettik. İyi de etmişiz. Tren yolculuğunun manzarası çok güzel. Eğer buraya geliş için saat sıkıntınız yoksa tren yolculuğunu tercih edebilirsiniz. Trenle, Mostar-Saraybosna arası 3 saat, otobüsle yaklaşık 2.5 saat sürüyor. Saat, 21.00 gibi Saraybosna'daydık. Tren istasyonundan otelimize yürüyerek gittik. Birer yorgunluk kahvesinden sonra sağlam dinlenmemiz gerekecekti. Çünkü, ertesi sabah Karadağ maceramız başlayacaktı. Yazıma Karadağ bölümünden devam edebilirsiniz.
